9 Mart 2013 Cumartesi

Kore'den mektup var!

Uzun zamandır Kalbimin Kore Köşesi'ni güncellememişken ve mektubum gelmişken sizlerle sıcağı sıcağını Kore'li arkadaşlarımı ve Kore'den gelen mektuplarımı paylaşacağım. ^^




Kore'yi tanıyıp sevince doğal olarak Kore yemeklerini tatmak, Korece konuşmak, Korelilerle tanışmak istiyorsunuz. Ben Kore'yi henüz yeni tanımışken aynen bu şekilde Korelilerle tanışmak istedim.
Penpal yani kalem arkadaşlığı sitelerine üye oldum. Birçok Koreliye mail atıp, cevap aldım.
Ama iş bunla bitmiyor... İşin aslı şu ki Koreliler meraklı, konuşkan, sıcakkanlı değiller. '' Merhaba, ben Fehmiye. Yaşım şu, Türkiye'denim. Kore'yi şu şu nedenlerden çok seviyorum. Arkadaş olabilir miyiz? bla bla '' attığım her mesaja cevap olarak ''Memnun oldum, bunu duymak çok güzel. Arkadaş olalım. '' aldım. Ohh ne güzel, Koreli arkadaşım var. Hayır işte! Böyle olmadı. Ertesi gün '' Nasılsın?'' diye mesaj atıyorum, ''İyiyim sen? '' diye cevap alıyorum. Her gün bu tekrarlanıyor, her gün ilk mesajı ben atıyorum. Yani arkadaşlık tanışmak-selamlaşmaktan ibaret oluyor. Siz ne kadar yakınlaşmak için peşinden koşsanız da istediğiniz gibi olmuyor. Sırf muhabbet açmak için durmadan soru soruyorsunuz, kısa bir cevaptan sonra ortam sessizliğe bürünüyor. Velhasılkelam Korelilerle arkadaş olmak maalesef kolay değil... Şimdiye kadar 50'den fazla Koreli ile tanıştım, ama sadece 3-4 tanesiyle konuşmaya devam ediyorum, samimiyim.Tabi istisnalar mevcut.
Benim ilk Koreli mektup arkadaşım beni facebooktan eklemişti. Yeni tanıştığımız zamanlar da Türk ve Korelilerin mektuplaştığını ve benim de bunu çok istediğimi söylediğim de kendisi bana mektup arkadaşı olabileceğimiz söylemişti. Ahh ne büyük mutluluk, sanki sonunda tırmandığınız dağın zirvesine ulaşmak gibi...
İlk başta güvenememiştim, o yüzden o hediyeleri yolladıktan sonra hediyelerimi yollamıştım.



Bu ilk Koreli mektup arkadaşım Yeoung-Sin'den gelen paketim.
Okuldan döndüğüm bir gün halam paketin geldi müjdesini verdiğinde havalara uçmuştum. Nasıl bir mutluluktur, tarif edemiyorum. Bence herkesin tatması gereken bir duygu. Fotoğrafta mektuplarım ve ramen yok. Okuldan geldiğim ve meraktan öldüğüm için ramene saldırmıştım. :D Ama ne fiyasko!
Arkadaşım karidesli ramen yollamış, ama ben ölsem karides yiyemem. Ramenin içinden karides parçacıklarını ayıtladıktan sonra rameni pişirdim. Kapağını açtığım anda eve yayılan o kokuyu size tarif edemem. O kadar kötüydü ki 1 ay boyunca o koku burnumda kaldı. Fakat ilk ramen deneyimimdi ve bir daha nerden bulacağım korkusuyla bir lokma yemiştim. Tadı da kötü, ne çare. Neyse gelelim çaya! Çay da haşhaşlı tarçınlı bilmem neli, sevmedim; çok kötüydü. Bir paket çayı önüme gelen Kore fanına dağıttım. :D Sakız, cips ve kahve güzeldi. İlk çubuğum ... Resim ne kadar yarım yamalak olsa da tavşanlı kaşık-çubuk setim geldi. İzlediğim videolar sonucu öğrendim nasıl kullanacağımı. Yan tarafta da harita, yemek tanıtım kitapçığı, geleneksel renkli kağıtlar filan var. Yeoung-sin'e gerçekten minnettarım. ^^

Ben de ona koca bir paket yolladım. Biraz deneyimsizliğime denk geldi ama yine de güzeldi. Lokum, Türk kahvesi, nescafe, sakız, lolipop, çikolata, badem şekerleri, deodorant, oje, küpe vs. vs. Bir de bunları metal kutuya koymuştum. Yaklaşık 1,5 kg olmuş ve tam 40 liraya yolladım. Kargo olayı başlı başına sıkıntı zaten. 70-80 lira harcadım arkadaşıma, canı sağolsun. Okul arkadaşlarım insan tanımadığına o kadar para harcar mı diye bana kızıyorlardı. Ben yine de o hediye geldiğindeki mutluluğu parayla ölçemedim ve devam ettim. Ama sonraki hediyelerimde tedbirli davrandım; sütten dili yanan yoğurdu üflermiş. :D



Bu da sevgili arkadaşım Ju-Ye'den. ^^
Ju Ye ile gerçekten yakınız. İstisnalardan biridir kendisi, çoğunlukla ilk mesajı kendi atar bana. Beni hiç kırmaz. Bir keresinde ''Seoul'e gideceğim, ne istersin?'' demişti. Canım arkadaşım, nasıl da düşünceli. Bence şuana kadar ki en iyi arkadaşım. Yeoung-sin'i bile sollar. :D
Ben merak ediyorum diye dokbokki yollamıştı. Ama malesef dokbokki'de ramene döndü. Sevinçle yaptım, sonra çöpe döktüm. Yine ağır kokulu, acı ama şekerli, lezzetsiz ve bizim damak tadımıza uymuyanlardan. :(
Çayı gördünüz mü? O çayı ben Yeoung-Sin'inkinden farklı sanmıştım ama tatları aynı.

Ju-Ye'ye de hediyemi yolladım. Yine lokum, kahve, hazır çorba, çikolatalar, cips, çay vs. bir şeyler yolladım. Ağır olmasın diye çok uğraşsam da 800 gram filan tuttu, 28 liraya yolladım.




3. paketim...
Cumartesi günü tanıştığım bir Koreli, tanışmamızdan hemen sonra mektup arkadaşlığı istemişti. Kabul ettim. Aynı gün hemen adresimi istedi. Pazartesi de yolladı. Ne kadar hızlı. :D 
Küçük bir zarf içerisinde bisküvi, yine o malum çaylardan, kahve ve numune kozmetikler...
Bu arada o çay Kore'de her gün tüketilen, bizim siyah çay gibi bir çaymış. Küpe ve toka da vardı. 
Aslında bu paket benim için hayal kırıklığı. Azlık çokluk meselesi değil de mektubuna biraz bozuldum. A4 kağıdının yarısı kadar bir kağıda üç beş cümlelik bir şeyler yazılmış. Kendini tanıtıp yolladıklarını söylemiş. Bir kaç Korece kelimenin anlamı yazılmış, umarım sen de bana yollarsın dilekleriyle bitirilen bir mektup. Yani ne bileyim, ben mi fazla önemsiyorum samimiyeti... Bilmiyorum belki de konuşacak konu yoktu. 
Yine de teşekkürler... 

Ben de ona yarın bir gün yollarım. Hediyelerini hazırlamıştım. ^^ Lokum, çay, çikolata, kraker, cevizli sucuk vs. bir şeyler... Şimdiye kadar yolladığım paketleri merak ediyorsanız onları da bir ara paylaşırım.



Bu da sonuncu yani 4. gelen paketim. :) Mükemmel!!
İçinde The Saem BB krem, yüz maskeleri, telefon süsü, japçe ve atıştırmalıklar var. ^^ BB kremi denediğimde ayrıntılı bir yazı yazacağım. Japçe yani şeffaf spagettiyi yaptığımda da yapılışıyla birlikte ayrıntılı bir yazı yazarım. Bu paketi yollayan arkadaşımla uzun süre konuştuk. Daha sonra ne zaman hediyeleşelim diye sorduğumda ''Biz mektup arkadaşı değiliz ki. '' demişti. Sorun şu ki ilk o bana mesaj atıp ''Mektup arkadaşı olalım mı?'' dediğinde ben kabul etmiştim ama sonradan ters köşe yaptı. Sonra biz mektuplaşmayı bir kenara bırakıp sadece konuştuk. Bir gün yanlışlıkla beni başka bir mektup arkadaşı sanıp ''Hediyelerin hazır, adresini tekrar verir misin?'' dediğinde küçük bir şok geçirip ''Sen mektuplaşmak istemiyordun ki?'' deyince '' Sen Elizabeth değil misin?'' dediğinde olayın kokusu çıktı ortaya. Sonra ben olayı izah edince utanarak özür diledi ve tekrardan bana hediye yollayacağını söyledi. Daha sonra hediyeleri kargoya verdiğini söylemişti ama ben pek inanmamıştım. Ama bir umut bekliyordum. 2 hafta gelmeyince kesin beni kandırdı diye düşünürken aniden geldi. Çok güzel bir paket yollamış, gerçekten şaşırdım. Ben de ona güzel bir paket hazırlayacağım inşallah! :)


Sonra ki paketim. Bu bir oppadan geldi. ^^ Bana Kore kültürü hakkında çok yardımcı oldu. Tam 3 kiloluk koca bir paket. Bu paketi  arkadaşlarımla da paylaştım... Koca kutunun ardından hiç bir şey kalmadı, çok fazla dağıttım. Fotoğrafta belli olmasa da kocaman bir paket. Her paketin içinde 5-10-20li adetlerde yiyecekler filan var. İçinde üstte de gördüğünüz 9'lu yosun var. Tadı tam anlamıyla berbat. Bir paketin içinde 20 adet kadar var ki ben bir tane bile yiyemedim. Geriye kalan 8 paketi de dağıttım yine. :D Bu paket için de çok memnunum. Bir türlü cevaplayamadım bu kutuyu, en kısa zamanda cevaplayacağım. Teşekkürler Sunbae! ^o^




Bir sonraki paketim. :D Ben koyacak paketim kalmadı sanmıştım, üstteki son sanmıştım ama bunlar da varmış. ^^ 3. paketimi yollayan arkadaşımın ikinci paketi. Yine bir Yosun vakası! Yiyemeyeceğini bildiğim için Kore fanı bir arkadaşıma yollamak için söz verdim. Bu arkadaş zarfla hediye yollamakta ısrarcı. :D Ama çok tatlı ya. Fotoğrafı gördünüz mü? Nasıl sevimli bir kız. 2 tane olan bisküvinin içinde domuz yağı olduğunu öğrendiğim için çöpe atmak zorunda kaldım. Bye Bye. :D Yine minnettarım.



Ne hoş bir paket! 4. paketi yollayan arkadaşım yolladı. Şimdiye kadar ki en güzel paketim mi ne? Yiyecek ağırlıklı olmadığı için çok memnunum. :) İçinde çok hoş şeyler var. Çiçekli diş fırçasını görmüşsünüzdür sol alt köşede, o kadar sevimli ki. :) Beast fanı değilim ama arkadaşım Beast fanı olduğundan bana onların post card setini yollamış. El kremi var, mis gibi koyuyor. Pembe paketin için de 5 tane yüz maskesi var, bir tane de poşetin dışında var.  En önemlisi ise saç kremi. 3 ay kalıcı bir düzleştirici krem. Kremin yarısını saçıma uyguladım, ama bir hatam yüzünden saçım düzleşmedi malesef. Geri kalanını bir iki ay sonra kullanacağım. Turuncu paketteki ise Teokbokkili cips. Tadı güzel değildi; yiyemedim. Zaten Kore'nin neyini yiyebiliyorum ki. Neyse... Velhasıl kelam bu son paketimdi. Daha uzun bir süre mektuplaşmam heralde. Bu sene lisede son senem olduğundan yoğun olacağım, bir süre buralarla ilgilenem... Neyse. :D Teşekkürler canım canım arkadaşım! :*


*Güncellenmiştir.*

~~~

Bence herkes en azından bir kez mektuplaşmalı. Baştan uyarayım, biraz maliyetli ama paha biçilemez. ^^
Eminim hepinizin kafasında bir çok soru var onları cevaplayayım.

*** NOT: Arkadaşlar lütfen ''Beni arkadaşınla tanıştırır mısın?'' gibi yorumlar yapmayın. Sizi onlara yönlendiremem, ancak ve ancak arkadaş bulmada yardımcı olabilirim. Lütfen arkadaş bulmak için emek harcayın ve sabırlı olun! :)


Kalem arkadaşı bulmak için ne yapmalıyız?
interpal.net , hipenpal.com, pen-pal.net gibi kalem arkadaşlığı sitelerine üye olup, gördüğünüz Korelilere mesaj atın. Onları fazla sıkmayın, ama peşlerini de bırakmayın.

Mektubu ne kadara nereden yollarım?
PTT'den küçük paket aracılığıyla yollayabilirsiniz. Paketin ağırlığına göre fiyat değişecektir. 200-400 gr.lık bir paketi 15 lira kadar fiyata yollayabilirsiniz.

Adresimi nasıl vermeliyim, nasıl almalıyım?
Adresinizi arkadaşınıza İngilizce olarak veriniz. (Atatürk Street, Salkım Building tarzında.)
Arkadaşınızdan onun adresini İngilizce olarak isteyiniz.

Gelen yiyecekleri yiyebilir miyim? Ya domuz ürünleri varsa?
Arkadaşınıza dinimiz gereği asla domuz ürünleri yiyemeyeceğimizi, gönderdiği ürünlerin içeriği kesinlikle kontrol etmesi gerektiğini söyleyin. Bunu belirttiğiniz halde içiniz rahat etmiyorsa ürünlerin içeriği okuyarak kontrol edin ya da yemeyin. Tereddüt etmemek için yiyecek yollamamasını, farklı şeyler yollamasını da söyleyebilirsiniz. 
Yeni bir yazı da görüşmek dileğiyle, umarım sıkılmadan okumuşsunuzdur. Kendinize iyi bakın! :)