24 Ekim 2012 Çarşamba

Bayram Şekeri Tadında Animeler :)

Ara sıra sonra klasik Kore-Japon dizilerinden sıkılıp farklı arayışlar içine girdiğimde anime izliyorum. Şu bir kaç haftadır yine farklı arayışlar içinde olup birkaç anime izledim, sizlere bahsetmesem olmaz. Uzun süredir blogumu güncellememişken ve hazır birbirinden güzel animeler izlemişken bu yazıyı yazmamak ayıp olur. :D


Hakushaku to Yousei / Kont ve Peri



Bu anime ile uzun zaman önce karşılaşmış olsam da konusu bana çekici gelmediğinden ertelemiştim ama geçen hafta o kadar sıkıldım ki zamanım geçse kafi düşüncesiyle başladım bu güzelim animeye. Meğer haksızlık etmişim. Bitirince kendime kızdım; neden erteledim diye. Konusundan kısaca bahsedecek olursam ''Perileri görüp konuşabildiği için insanların dışladığı peri doktorumuz olan Lydia ve peri dünyasının kontu olduğunu kabul ettirmek için sihirli bir kılıcı arayan ve bu arayışta bir peri doktorunun yardımına ihtiyacı olan yakışıklı kontumuz Edgar arasında geçen bir anime.. Olağanüstü konuları olmasına rağmen mükemmelliğiyle rahatsız etmeyecek bir havası var. 




Ahh Edgar'ı görünce anime karakteri olasım geliyor. O yakışıklı olduğu kadar kibar ve güçlü de. Aslında animeyi izleyince trajedik ve aksiyon dolu bir hayatı olduğunu göreceksiniz. Kaname, Zero, Miketsukami'den sonra ki en favori karakterim oldu kendisi. Miketsukami'ye gerek görünüş gerek huy olarak baya benziyor. Bu anime sırf Edgar için izlenir arkadaş. *.*



Ahh Lydia & Edgar aşkı. Aslında romantik bir olağanüstü aksiyon animesi diyebiliriz. :D Birbirlerine çok yakışıyorlardı. Edgar'ın Lydia'ı özlemesi, koruması. Lydia'nın aşık olduğu halde bunu farkedemesi ya da dışa vurmaması ... Buram buram aşk sahneleri yok değildi. Ara sıra Edgar sapık gibi konuşmuş olsa da. Bir kaç komik sahnesine de tanık olacaksınız. :D 



Kont'un sağ kolu olan sadık yakışıklımız Raven. Ahh ben onun yeşil gözlerine ölürüm. *.* Animeye tat katan bir karakterdir kendisi.



Bu da animemizin komedi karakteri konuşabilen kedi Nico. :D Bıyıkları kesildiğinde aynaya bakınca bu yüz ifadesinden sonra çığlığı basıp saklanmıştı.



Son olarak Lydia'a  aşık olan diğer bir yakışıklı karakterimiz olan Kelpie'den bahsedeyim.  Periler dünyasında yaşayan bir su atı aslında kendisi, insan şekline girebiliyor. :D Aslında o garip huylarının arkasında duygusal bir kalbi olan biri. Edgar ile Kelpie çekişmesi daha fazla olabilirdi ama Kelpie karakterimizde fazla bir rolü olmadı. 

Eee ben bu kadar uzun anlatıp övdüysem izlemeniz gerektiğini söylememe gerek kalmamıştır. Bittiği için üzüldüğüm ve bende etki bırakan bu animenin special bölümleri var. Birkaç dakikalık birkaç bölüm. Ama malesef ki ovalarda sadece değişik çizimlerle süslenmiş şiirler yer alıyor. İzleyince daha iyi anlarsınız. 


Hotarubi no Mori e



Bu kısacık tek bölümlük animeden kısaca bahsedeceğim. :)

Kısa olmasına rağmen büyük etki bırakan bir anime imiş kendisi. İzleyince ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız. 45 dk'lık bir animeyi izlemek hayatınızdan çok şeyler çalmaz, yani anime sevmeseniz bile çerezlik olarak izlemelisiniz. 



Konusu;
Hotaru yazları büyükbabasının yanına giden 6 yaşında küçük bir kızdır. Bir gün gulyabanilerin yaşadığı söylenilen bir ormanda kaybolur. Ağlamaya başladıktan bir süre sonra ağaçların arkasında bir çocuk görür. Bu Gin'dir ve o da bir gulyabanidir. Hotaru, Gin'e bir insanoğlu dokunduğunda Gin'in yok olacağını da öğrenir. Hotaru Gin'in yaptığı bu iyilik karşısında ertesi gün teşekkür etmek için tekrar ormana gelir. Gin'den korkmayan Hotaru ile Gin arasında gün geçtikçe artan bir arkadaşlık bağı oluşur. Artık Hotaru her yaz büyükbabasının yanına gitmek için can atmaktadır...




Bir Repliği :


Dokununca kaybolması tıpkı bir kar gibi değil mi? Ben var ya Gin, kışın hep seni düşündüm. Sonbaharda da… İlkbaharda da… Beni unutma tamam mı?


Dramatik bir anime diyebilirim. Bir kaç damla göz yaşı ile biteceğiniz etkileyeci bir anime olacak. Ben gerçekten çok sevdim. Finali farklı da bitebilirdi ama etkisinin bu finalde gizli olduğunu düşünüyorum. Gin içten içe kendini soyutlamış, duygusal ve yakışıklı bir karakterken, Hotaru cıvıl cıvıl, cesaretli ve duygusal küçük bir karakter olarak çıkacak karşımıza.

Dediğim gibi bu 45 dakikalık animeyi izleyerek hiçbir şey kaybetmezsiniz, izlediğinizde seveceğinize eminim. ^^

Bahsedeceğim bir anime daha vardı ama bu yazıyı daha da uzatmak istemiyorum, gözüm de almıyor zaten. Umarım bu yazıyı beğenerek okumuşsunuzdur, başka bir yazı da görüşmek üzere! :)


29 Ağustos 2012 Çarşamba

Mim: Devam Etmesini İstediğiniz Filmler, Animeler ve Diziler..


Mimlenmişim.
Birkaç gün önce ilk defa mimlendim. Daha mimlemek nedir bilmezken haldeyken (bkz. üstteki resim) yeni keşfedip çok beğendiğim blog Renkli Rüyalar Oteli'nin sahibi Cemre abla beni mimledi. Mimlenmenin ne olduğunu bilmesem de çok mutlu oldum, kendisine çok teşekkür ederim. :)
Tabi sordum soruşturdum, öğrendim mimlenmenin ne olduğunu. Şimdi gelelim yazıma. ^^
Öncelikle diziler ile başlamak istiyorum.


Devam Etmesini İstediğim;
DİZİLER


Boys Over Flowers

Bu dizi devam bence devam etmeliydi. Ben izlediğim yapımlarda dolu dolu bir final istiyorum çünkü. Yani Jun Pyo ve Jandi evlenseler hatta bir junior Jun Pyo olsa, Hyun Joong ve Kim Joon (dizideki adlarını unuttum.) sevdiceklerini bulsalar, Kim Bum ve Kim So Eun'un ilişkileri gelişse fena mı olurdu?
Bir kaç bölüm uzatılsaydı mesela. Çok şey mi istiyorum arkadaş. :D
Tabi finale bu kadar yüklendim diye sanmayın ki dizinin finali kötü. Mükemmel bir dizi ama insanoğlu yetinmeyi bilmez. :P :D

My Girl

Aradan yıllar geçiyor, karşılaşıyorlar. Bir kaç küçük olaydan sonra sarılıyorlar; bitiyor. Al sana final. -_- Şu senarist ben olmalıydım. En azından son bir kaç dk'ya sığdırmayın finali. You are Beautiful ve Coffee Prince (bu örneği çoğaltabiliriz) de aynı dertten muzdarip. Devam etsin arkadaş!

City Hunter

Ahh ahh finalini hiç beğenmediğim, niye bitti dediğim dizilerden biri daha. Avukat ölmeseydi nolurdu ha nolurdu? :( Hem sonunda ben Lee Min Ho ve Park Min Young'ı birlikte görmek isterdim, en azından el ele. 2. sezonu hak ediyor bu dizi.

Aslında devam etmesini istediğim çok dizi var ama hepsini buraya yazsam okumak istemezsiniz yazının uzunluğundan. :D


FİLMLER

Lemonade Mouth

İzlediğim en güzel gençlik filmi olmasınında yanında eskimeyen güzelim müziklere (bkz: Somebody) sahiptir sevgili ''Lemonade Mouth nam-ı diğer Limonata Ağzı''. Lemonade Mouth 2 çıkmalı, o kadar! 

Biri Beni Isırdı

Alacakaranlık filminin komedi versiyonu bir filmdir Biri Beni Isırdı. Gülmek için bire bir, fotoğraftaki Edward oluyor gerisini siz düşünün. :D Alacakaranlık serisinin diğer filmlerininde komedi versiyonu çekilmeli kesinlikle. (Bu filmi izlemeden geçmeyin.)


ANİMELER

Toradora

En büyük aşklar nefretle başlar sözünün animesiyle karşınızdayız. Tabi yine animenin finali istediğim gibi bitmedi. Ellerinden tutup zorla nikah kıycam ben bu ikiliye. :D Devam etmeliydi, onları tekrar izlemek bizim için bir zevk olurdu. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; resimde kızın bakışları Vampire Knight animesinden Yuuki'nin vampir olduğunu öğrendiği zamanki ''Ne yani, şimdi ben bir vampir miyim?'' bakışlarına benziyor, güldüm. :D

Kaichou Wa Maid 

Ben şu yakışıklı esas oğlanımızın gizemini çözemedim. Romantik olduğu kadar gizemli davrandı ve bu gizemli hareketlerini açığa vurmadan final yaptılar. Gizemini çözmek istiyorum, bir de mümkünse biraz da kız koşsun oğlumuzun peşinde. :D 2. sezon dedikoduları umarım gerçek olur.

Inu x Boku SS

İnsan bizi böyle şeker şeyden ayırır mı yahu? Ben onu tekrar izlemek istiyorum. O kibar va sadık hizmetçi benim olsa nolurdu? :D


Vampire Knight

Hakkında bir şey söylemeye gerek yok. Bir önceki yazımda uzunca bahsetmiştim. Tek umudum mangası gibi animesinin de devam etmesi. Resmi sitesinde devam edecek denmiş benden söylemesi! 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Hayırlısıyla bu yazımı da bitirmiş bulunuyorum. Tekrar mim için teşekkür ederim. :) Benim için iyi bir deneyim ve yazı oldu. ^^

Mim'imi çok sevdiğim Harmony Halmeoni bloguna yolluyorum sevgilerimle birlikte. Kolay gelsin! ^^

2 Ağustos 2012 Perşembe

Vampire Knight


Yazıma nasıl başlayacağımı bilmiyorum, Vampire Knight diyince adeta kalbim yerinden fırlıyor. Ne zamandır yazmak istediğim ama bir türlü yazamadığım bu konuyu sizle paylaşmadan geçmeyeceğim, geçemem.Velhasıl kelam konuya gelelim ... Konumuz 2 sezonunu birden 2 gün içinde soluksuz izlediğim Vampire Knight animesi ! 
(Spoiler İçermemektedir.)



Öncelikle size konusunu alıntılamak istiyorum. 


Ana SayfaKarlı bir kış gecesi, 5 yaşındaki Yuuki bir vampirin saldırısına uğrar. O'nu safkan bir vampir olan Kaname kurtarır. Kaname küçük Yuuki'yi kurtalmakla kalmayıp onu özel bir yatılı okul olan Cross akademisine ve okulun müdürüne emanet eder. Aradan 10 yıl geçmiştir. Yuuki artık genç bir kız olmuş ve Müdür Cross'un özel okulunda çocukluk arkadaşı Zero ile birlikte muhafızlık yapmaktadır.Zero'nun ailesi küçüklüğünde safkan bir vampir tarafından öldürülmüş ve o da Yuuki ile birlikte Müdür Cross tarafından
büyütülmüştür.Ayrıca vampirlerden ölesiye nefret etmektedir. Okul gündüzleri insan olan öğrencilere, akşamlarıyla gece sınıfındaki vampirlere hizmet etmektedir.Yuuki ve Zero'nun görevleri de gündüz öğrencilerini, gececilerden korumaktır. Lord Kaname de gece sınıfındadır ve diğer vampirlere başkanlık etmektedir. Yıllar önce kurtardığı Yuuki'ye karşı ise garip bir ilgi duymaktadır.


Ben bu animeye başlamak istemeyip, sıkıntıdan şöyle bir bakayım; beğenmezsem sardırarak izlerim diye başladım. Ama başladığım günün ertesi akşamı bitirip yasını tutmaya başladım. O kadar derin bir etki bıraktı ki bitti diye çok üzüldüm. Önceden izleyip beğendim birçok animeyi bitirdiğim de daha güzelini bulamam sanmıştım ki yanılmışım. Bir kere aşk üçgeninde siz bile karar veremiyorsunuz, olaylara anlam veremiyorsunuz, sorularınız cevapsız kalıyor. İzledikçe demek böyleymiş diye şaşkınlığa düşüyorsunuz.

Şimdi gelelim çiftlerimizi incelemeye. Öncelikle Yuuki & Kaname çifti ile başlamak istiyorum.

Yuuki  ♥ Kaname



Kaname; çok yakışıklı, düşünceli, korumacı, kibar, sakin, içine kapanık bir karakter. Animede daima Yuuki'nin yanındaydı, onu hep korudu. Her olayı sessizce ve profesyonelce çözdü. Ama çok gizemliydi, sanırım onun cazibesi de buydu. Resmen anime boyunca hayran kaldım, aşık oldum kendisine. :)

Yuuki; tatlı, arkadaş canlısı, cıvıl cıvıl, zeki bir karakterdi. Kaname'ye onu ilk gördüğünden beri hayran ve aşıktı. Hayatı Kaname üzerine kuruluydu çünkü Kaname'nin onu kurtardığı zamandan öncesini hatırlayamıyordu.

Beraber çok yakışıyorlar gerçekten, ama işin asıl boyutu farklı. Spoiler vermek istemiyorum. :D

Yuki  Zero 


 Zero; vampirlerden nefret ettiği halden vampir olan bir karakter. Ailesinin katliamı sırasında safkan bir vampir tarafından ısırıldığı için vampir olmuştu ama bunu inkar edip, engellemeye çalışıyordu. Yuuki'ye aşık olsa bile Yuuki'yi korumak için kendini ondan uzak tuttuğu için kendini yalnız bir canavar gibi hissediyordu. Güçlü, aşık, korumacı, yakışıklı bir vampir avcısıydı.

Bence Yuuki Zero'ya karşı bir şeyler hissediyordu. Yuuki, Zero'yu hep korumak istedi ve yanındaydı. Zero yüzünden Kaname'ye sırt bile çevirdi. Ben Yuuki'yi çözemedim. Gerçi o kadar yakışıklılar ve kusursuzlar ki aralarında seçimi Yuuki'yi bırakın ben bile yapamadım. :D

Ben sadece Kaname & Yuki & Zero üçlüsünü anlattım ama diğer karakterlerin haklarını yiyemem. Vampir ve Vampir Avcıları tayfası çok yakışıklılardı. :D


Pekiiiiii !

Sonunda Yuki kimi seçmeliydi ? Gerçekten bilmiyorum, kahretsin.  Kaname onun doğduğundan beri yanındaydı, Yukiyi koruyordu seviyordu ama Zero, onun için yapmadığı şey kalmadı. Yuki canını Zero için tehlikeye bile attı ama sonunda ... Gönül ister ki üçü birlikte gül gibi yaşayıp gitsinler.  Ama Zero bir de avcı, Yuki ile tamamen ters düşüyor, garibim ne çok üzüldüm ben ona.  Kamane ve Zero hakkında ben bile seçim yapamadım. Hala da yapamıyorum. Yuki mantıklı düşündü ama bence. Çok güzel bir seri idi yahu ! 2 günde 1. ve 2. sezonun tamamını sıkılmadan heyecanla izledim.3. sezon çıkacak diye dedikodular var, inşallah!  Mangasında devamı varmış ama baktım internetten, çok karışık malesef. Bu arada serinin müzikleri de çok güzeldi . Yukarıda paylaştığım müzikte onlardan biri. Bir müziğini ve bir kaç fotoğrafını daha aşağıda sizlerle paylaşacağım. Gelelim sonuca; Güzel animeydi, izlemeyen kalmasın ki izlemeyenler çok şey kaybedebilir, benden söylemesi arkadaş!  





Açılış Müziği ve Klibi 


Müzikleri :

Kanon Wakeshima - Still Doll
Kanon Wakeshima - Suna No Oshiro
On Off - Futatsu no Kodou to Akai Tsumi
On Off - Rondo
On Off - Asayake





10 Temmuz 2012 Salı

Kore Yemeği ~ Kalguksu ( 칼국수 )


Kalguksu nedir ? 

Kalguksu, Kore'ye has el yapımı eriştelerle yapılan bir çeşit geleneksel çorbadır.

Araştırmalarıma göre Kalguksu içindeki maddelerle çeşitli olabilirmiş. Deniz ürünlü , tavuklu , etli , mantarlı gibi ... Bir çeşit ev yapımı ramene benziyor. İçinde kullanılan malzemeler Türkiye'de bulunan malzemeler olması nedeniyle hepimiz kolayca yapabiliriz. 

Kalguksu Yapımı

Malzemeler ( 2-3 kişilik )

Hamuru İçin
2 su bardağı Un
1 yumurta
Tuz
Çok az Karabiber (isteğe göre koyulmayabilir)

Sebzeleri 
1 soğan
Küçük 1 Havuç
1 Kabağın çeyreği (1/4)
Yarım patates

Hazırlanışı
Öncelikli Un, yumurta, tuz, karabiberi bir kaba alıyoruz ve kulak memesi kıvamından biraz daha sert bir hamur olacak kadar su ekleyerek yoğuruyoruz. Hamurumuzu yarım saat dinlendirmek için buz dolabına alıyoruz.
Soğanı julyen ( ay şeklinde, ince olmayacak şekilde) doğruyoruz. Havuç, kabak ve patetesi julyen doğruyoruz ( isteğe göre kalın rendelenebilir.) Doğradığımız malzemeleri içinde su kaynayan tencereye atarak pişirmeye bırakıyoruz.
Bu sırada yarım saat dinlenmiş hamurumuzu dolaptan çıkararak oklavayla incelene kadar (1 cm) açıyoruz. Daha sonra açtığımız hamuru büyüklükleri boyu 10 cm, eni 2 cm - yaklaşık- olan şeritler şeklinde kesiyoruz.Ve ayrı bir tencerede kaynayan suya atıyoruz.Erişteleri (hamur) yumuşamaya başladığında(tam pişmeden) tencereden alarak pişen sebzelerin tenceresine alıyoruz.Yani sebzelerle hamur birlikte iyice pişmeli.İsteğinize göre tuz ekleyebilirsiniz.
Sebzelerde hamurlarda tam piştiğinde kaselere servis ederek yiyebilirsiniz. İsteğe bağlı soya sosuyla servis edebilirsiniz. Afiyet Olsun! :)



Yukarıdaki videodun 32. saniyesinden itibaren izleyerek kalguksu hamurunun nasıl ve ne büyüklükte kesildiğini daha iyi anlayabilsiniz.

Anlamadığınız yerleri sorabilirsiniz. Çok kolay, yapımı eğlenceli, doyurucu, besleyici ve orjinal bir kore yemeği bence. Heheh, yorumlarınızı bekliyorum. Umarım yemeği beğenmişsinizdir. :)


9 Temmuz 2012 Pazartesi

Kore'de Taciz Yaygınmış.



Evet, Kore'de taciz bayağı yaygın imiş ... Gelgelim bu konudaki düşüncelerime : 


Arkadaşlar Kore müslüman bir ülke değil bildiğiniz üzere, zina günah değil onlar için malesef. Bence asıl sorun bu. Tabi ki dinleri onlara taciz hakkı vermez, veremez. Sınırlayıcı bir yasa olmadığı gibi sınırlayıcı bir dinleri de yok. Sizce'de Türkiye'nin dininin İslam olması bu olayları azaltmıyor mu? Tabi ki de Türkiye'de de taciz var malesef ama oran Kore'ye göre daha düşük. İkinci bir etkende giyim faktörü bence. Koreli kızlar genel olarak hep mini etekler giyiyor. Estetik olarak güzelliklerini artırırken bir de açık giyinme söz konusu olunca erkekleri tahrik etme oranı daha da fazla olacaktır.Tabi ki açık giyinenlerin böyle kötü bir muamele görmeleri gerektiğini söyleyemem ama zaten doğuştan her erkeğin içinde olan kadın arzusuyla bütün bunlar birleştiğinde ortaya böyle kötü ve utanç verici durumlar çıkıyor. 

Size bir blogta okuduğum haberi alıntılayacağım : 


Chosun Ilbo’dan -Gol sırasında sevinç ve bir erkeğin eli
Choi Mo-XXX;16 yaşında Seul’de yaşayan bir lise iki öğrencisi,17haziran günü Samseong-dong Gangnam-gu Yeangdong yolundaki Coex alışveriş merkezinin önünde Dünya Kupası kutalamaları sırasında kötü bir tecrübe yaşadı.
Kore 2 gol yemişti,ama birinci yarının sonunda Lee Cheong-Yong aniden bir gol attı ve kalabalıktaki herkes sevinç çığlıkları atmaya ve birbirine sarılmaya başladı.Choi Mo-XXX’de arkadaşının elini tutarak hoplayıp zıplıyordu.O bunları yaparken ve başka hiçbir şey düşünmezken bir anda arkasındaki bir adam bir omzuna elini koydu ve diğer eliyle onun göğüslerini ve kalçasını okşadı.Birden arkasını döndü ve 20’li yaşlarda ve hızla kalabalığın içinde kaybolan birini gördü.Tacizcinin yüzünü görememişti,bu yüzden polise anlatmakta gerek duymadı.Ailesi Dünya Kupası nedeniyle özel olarak izin vermişti,ama bu yaşadıkları bütün keyfini kaçırdı ve bir daha böyle toplu tezahürat ortamlarına katılmak istemediğine karar verdi.
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~


Birdenbire internetteki chat cafelere tacize uğrayan bayanların mesajları akmaya başladı.İnsanlar kendilerinin veya akrabaları olan bayanların uğradıkları tacizleri anlatmaktaydılar.Bir başka chat cafedeyse ‘’Bir toplu tezahürat sırasında kızın birinin göğsünü mıncıkladım,çok iyi geldi’’gibi tacizcilerin mesajlarına rastlanmaktaydı.
24 haziranda internette Kore takımının birinci turu atlaması üzerine yapılan kutlamalarda 5-6 erkeğin kısa şort giymiş bir bayanı bir arabanın üzerine çıkartıp sürekli taciz ettiklerini gösteren bir görüntü internette dolaşmaya başladı.21’inde de Kore Arjantin’e karşı oynarken 40 yaşında bir adam 15 yaşında bir kızı kutlamalar sırasında sürekli taciz ettiği için tutuklandı.